Modern yaşam insan hayatına esneklik sunduğu kadar baskı ve yasakları da beraberinde getirmektedir. İnsanoğlunun özgürlük arayışının bunda payı olduğu muhakkaktır. Ancak bir de madalyonun öteki yüzü vardır. Özgürlükleri kısıtlayarak toplumsal denge sağlanabilir mi? Ya da alkol ve uyuşturucu kullanımı özgürlük alanı dahilinde midir? Bu sorulara cevap verirken şu argümanı mutlaka hatırlamamız gereklidir. Devlet mekanizmasının asli görevi vatandaşının fiziksel ve ruhsal sağlığını korumak ve bilinçli nesiller yetiştirilmesine ön ayak olmaktır. Konuya ilişkin İran deneyimi güzel bir örnektir.

Bilineceği üzere şeriat hükümlerine göre yönetildiğini ileri süren İran’da alkol tüketimi ve satışı yasak. Hem dinen hem de hukuken yaptırımlar söz konusu. Ancak sayılar hiç de yasakmış gibi bir izlenim yaratmıyor. Ülkede kendi alkolünü üreten insanların sayısı oldukça fazla. Kapalı kapılar ardında alkol tüketimi tavan yapmış durumda. Kontrolsüz bir şekilde tüketimin yapılması insan sağlığını doğrudan etkilemekte, ciddi sorunlar yaratmaktadır.

Buna mukabil alkolün bile yasak olduğu İran’da uyuşturucu kullananların sayısı da tavan yapmış durumda. Resmi açıklamaya göre yılda 3 bin kişi uyuşturucu yüzünden hayatını kaybediyor. Gayri resmi sonuçlar bu sayının çok üzerinde olduğu yönünde. Ülkede uyuşturucuyla mücadele programları düzenleniyor, sivil toplum kuruluşları rehabilitasyon için çalışıyor, müptelaları sosyal yaşamın bir parçası haline getirmek için programlar düzenliyorlar. Peki kısıtlamaların bu kadar yüksek olduğu bir toplumda uyuşturucu kullanımı nasıl bu kadar yüksek olabiliyor? Deutsche Welle’nin konuya dair araştırması ve röportajları bu meseleye bir nebze de olsa ışık tutuyor. İzlemenizi öneririm.

Görüleceği üzere yasak ve baskıların zirve yaptığı İran, insan sağlığına zararlı alışkanlıkları kontrol noktasında da bir hayli zorlanıyor. Bu konudaki mücadelenin salt yasaklarla başarılı olabilmesi mümkün görünmemektedir. Toplum birçok alanda bilinçlendirilmeli, eğitilmeli ve bu tür zararlı unsurların kullanımın sonuçlarının neler olabileceği anlatılmalıdır. Gerek sivil toplumun, gerekse de kamu kurumlarının işbirliği sayesinde hayata geçirilecek büyük bir bilinçlendirme kampanyası bu nevinden zararlı maddelerin kullanımı azaltılabilir.

Dr. Nurullah GÜNGÖR

nurullah@nurullahgungor.com.tr

 

 

 

 

 

 

 

 

One thought on “Baskı ve Yasak Çözüm Müdür? İran Örneği”
  1. İran toplumu yasakları aşma konusunda git gide daha da uzmanlaşıyor. Hükümet yetkilileri bir çok noktada geri adım atıyor. Her kazanım İran halkı için bir zafer. Şah dönemindeki özgürlüklerini geri istiyorlar. Yasaklar çare olmaz, sadece kaşınan yarayı daha da azdırır. Dediğinize de katılıyorum tabi, bilinçlendirme kampanyalarının yapılması ve toplumun tüm kesimlerinin aktif rol alması önemli. Teşekkürler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir