Faydacılık Toplumsal Sözleşmeye Etki Eder Mi?
Pragmatizm olarak da bilinen faydacılık ilkesi felsefi bir kavramdır. Yapılan davranışın sonuçları ile ilgilenir ve eylemin yararlılığına ilişkin bir korelasyon arar. “İyi” ve “doğru” edimlerle direk ilişkilidir. Bu bakış açısına göre “iyi” tetiklendikçe haz oranı da beraberinde artacaktır, “doğru” edim biçimi ise faydaya en çok katkı veren bir bileşim olarak ele alınacaktır.
Bu teoride “faydacılar, yapılmış olan bir eylemin doğru veya yanlış olduğunu belirlemek için nesnel bir ölçüt ortaya koyma çabasındadırlar. Onlar bu ölçütü fayda (utility) ilkesinde bulduklarını düşünürler. Bentham tarafından formüle edilmiş olduğu şekilde faydacılık ilkesinin söylediği şudur: En büyük sayıda insana en büyük (maksimum) ölçüde mutluluk sağlayan bir eylem, doğru eylemdir.” (1)
Tanımlamadan da gördüğümüz üzere büyük sayıların etkisi burada da kendisini göstermektedir. O halde faydacılık ilkesi toplumsaldır ve kitle içerisinde kök salabilir. Ancak bu halde de tam anlamıyla çözülemeyen ya da cevabı bulunamayan bir soru ortaya çıkmaktadır. Toplum kendisi için faydalı olanı nasıl bilecektir? Her bireyin akşam saatlerinde tv dizisi izlemesi faydacılık ilkesine karşılık gelebilir mi? Sonuçta toplumun geniş kesimi aynı davranışı aynı saatlerde yapmaktadır. Nitekim tv dizisi izlemek onlar için bir haz unsurudur. Bu koşullarda hem büyük sayılar kuralı hem de haz ilkesi karşılanmış olmaktadır. Ancak gözden kaçan bir unsur vardır. Çünkü tv izlemenin yararlarının yanında oldukça nitelikli zararları da bulunmaktadır. Dolayısıyla her büyük sayı faydacılık ilkesine karşılık gelmez. O halde tv izlemek pragmatizm değildir. Bu bir alışkanlık, can sıkıntısı giderme halidir.
Yukarıdaki örnekten yola çıkarak şu argümanı geliştirebiliriz, büyük sayılar (toplumun geniş kesimi) haz unsurunu gözeterek bir edimde bulunabilir. Ancak bu edimler kimi zaman salt faydacılık ilkesi koşullarını da sağlayamayabilir. Dolayısıyla pragmatizmin gereklilikleri yerine gelmeden toplumsal sözleşme içerisinde faydacılık nasıl var olacaktır? Bunu yapmak mümkün müdür?
Pek tabi ki mümkündür. Toplumsal entelijansiya bunun için vardır. Onun görevi büyük sayılara doğru enformasyonu sağlamak ve düşünce şekillerini (sistematik, analitik, diyalektik) anlatmak üzerine kuruludur. Toplumsal sözleşme içerisinde var olacak bir pragmatizm ciddi bir kültürel süzgeçten geçmeli, entelijansiyanın masasında yoğrulmalı ve yönlendirme unsuru içermeden toplumun zihnine bırakılmalıdır. Eğer bir toplum nasıl düşüneceğini biliyorsa nasıl davranacağını da bilir. Nitekim pragmatizmin gücü de doğru düşünce yapısından ileri gelmektedir.
Dr. Nurullah GÜNGÖR
KAYNAKÇA
Prof. Dr. Ahmet ARSLAN, Felsefeye Giriş, BB101 Yayınları, 26. Baskı, Ağustos 2018, s. 150.
Nurullah Hocam takip ettiğim kadarıyla doktora teziniz toplumsal sözleşme üzerine . Çalışmalarınızdan da bu rahatlıkla anlaşılıyor zaten. Maalesef ülkemizde toplumsal sözleşme teorisinin işlenişine ilişkin ciddi bir akademik boşluk var. Bu kavramı kullananlar ya gelişi güzel ya da içini doldurmadan konuşuyorlar. Umarım kıymetiniz anlaşılır. Daha çok yazmanız dileğiyle. Selamlar
Faydacılığın etke etmediği yer kaldı mı ki! Kapitalizm her tarafa girdi.