Koşulların Eşitliği

Bünyesinde barındırdığı selamet, barış, huzur gibi manalar sebebiyle bizzat yaratıcı tarafından adı konulan İslam dini, özünde inansın ya da inanmasın insanların bir arada barış ve refah içerisinde yaşamaları için öngörülen kuralları muhtevasında barındıran bir dindir. Bu durum, farklı dinlerden oluşan bir toplumda hayata geçirilen ve ilk toplumsal sözleşme metni olarak da kabul edilen Medine Vesikası’nda da görülmektedir. Bu vesika, İslâm toplumunun nasıl bir medeniyet tasavvur ettiğini göstermekle beraber, evrensel nitelikte temel argümanları da ortaya koymaktadır. Nitekim İslâm hukukunun birincil kaynağı olan Kur’ân-ı Kerim’de de temel hak ve özgürlüklere ilişkin toplumları yönlendirici mesajlar sunulmakta olup hak ve ödev ilişkisinin sınırları belirlenmektedir. Bu makale, klasik ve modern kaynaklarda pek fazla dile getirilmeyen İslâm Toplumsal Sözleşmesi’nin mahiyeti, kaynakları ve yönetim anlayışı üzerindeki etkilerini ve sınırlılıklarını incelemek üzerine kurulmuştur.

Anahtar Kelimeler: İslâm Hukuku, Toplumsal Sözleşme, Medine Vesikası, Yönetim, Mülkiyet.

Tam Metin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir