İslâm Hukuku genel itibarıyla doğunun adalete bakış açısını belirlerken Roma Hukuku da büyük bir oranda Kıta Avrupa Hukuku’nun oluşumuna olanak tanımıştır. Her ne kadar günümüzde hukuki terimlerin içerikleri güçlü oranda değişse ve yorum anlayışı daha sistematik bir hale gelse de özü itibarıyla terminolojinin dayandığı gerekçeler aynıdır. Çünkü hukuk denilen unsur sosyolojik bir reaksiyon sonucunda ortaya çıkmış düzenlemeden öte bir şey değildir. Hukuku çetrefilli hale getirmek karmaşa yaratmaktan öteye geçemez. Nitekim toplumun nesilden nesile aktardığı bilgiler o coğrafyada yaşayan insanların beslenme şekillerinden tutunda miras konularına kadar bir çok bilgiyi genlerinde muhafaza eder. Tıpkı evrim gibi, her nesil sonraki nesle bir şeyler miras bırakırken bir şeyleri de yok eder. Zaten doğal seleksiyonun amacı da bu değil midir? Kullanmadığını yok et, kullandığını da geliştir ki enerjini etkin bir biçimde kontrol edebilesin. Bunun en güzel örneği köleliktir. Yüzyıllar boyunca kölelik bir çok kültürün ayrılmaz bir parçası olmuşken bugün düşüncesi dahi kabul edilemez bir uygulamadır. Kısacası bir çağın normali başka bir çağın anormalidir.

Ancak bazı kavramlar vardır ki, bundan yaklaşık 2000 yıl önce Roma’da, 1400 yıl önce de Medine’de etraflıca uygulanmış ve günümüze değin gelmişlerdir. Başlıkta da belirttiğimiz “hakkaniyet” kavramı  modern hukukun güçlü bir timsalidir. Roma’da Latince “aequitas” denilen hakkaniyet İslam hukukunda “الحق” sözcüğünden türemiştir. Nitekim hakkaniyet de bir nevi “hak”ka uygun olma durumudur. Bu uygunluk da pek tabiki adaletin tesis edilmesini sağlayan mutlak bir zorunluluktur.

Hak kelimesi Kur’an-ı Kerim’de 247 defa geçmektedir. Bu kelimenin yorumlanışına göre 18 farklı anlamı olduğu belirtilmektedir. Bunlardan bazıları Allah, adalet, ihtiyaç ve tevhiddir. Hz. Peygamber’in hak üzerine söylediği şu hadis-i şerif kelimenin yükünü daha iyi kanıtlar niteliktedir. “Allahım! Sen haksın, senin vaadin haktır, sana kavuşmak haktır, senin sözün haktır, cennet haktır, cehennem haktır, peygamberler haktır, Muhammed haktır, kıyamet haktır” (Buhârî, “Teheccüd”, 1) (1)

Roma hukukunda hakkaniyeti Çiçero’nun şu dizelerinden anlayabiliriz. Hakkaniyet “aynı durumlara aynı hukukun uygulanmasını istemektir.” (2) Nitekim Roma hukukunda hak, hukukun korunması ve gelişimi için ona yön veren temel ilkelerden birisi olarak kabul edilmiştir. (3)

Buna mukabil İslâm hukuku içeresinde hak kavramının ayrı bir özelliği vardır, kavram Kur’an-ı Kerim’de başta Allah’ın (cc) bir ismi olarak birçok yerde zikredilmiştir. Öte yandan İslam hak kavramını adaletin bir tamamlayıcısı olmaktan ziyade kendisi olarak görmektedir.  Roma Hukukunda ise hak, adaletin sağlanması için bir araç olmaktan öteye geçememiştir. Arapça’da hak kelimesinden türeyen, hakem, hüküm, hâkim gibi ifadeler de bir nevi hak ile adaletin bütünlüğünü yansıtmaktadır.

Hz. Peygamber (sav) tarafından hem toplumsal işlemlerde hem de devlet hizmetlerinde hakkın teslim edilmesi, hakkaniyetin sağlanması gibi ifadeler o dönemin şartlarında sıkça kullanılmış ve toplumun bu anlayışı içselleştirilmesi hedeflenmiştir. Böylece Medine’de inşa edilen yeni devletin hak üzerine kurulu olması sağlanmıştır.

Büyük üstad Sadi’de Hz. Peygamber’in hak ve adaletini örnek gösterdiği Sasani hükümdârı Nuşirevan’dan şu anektodu anlatır, “Kendi rahatını düşünme ve fakirlerin gönlünü hoş tutmaya bak. Dünyada yalnız kendi rahatını düşünen kimse kesinlikle rahat yüzü görmez. Canavar sürüye saldırırken çobanın uykusu cinayet olur. Fakirleri koru, onlara zulmetme. Padişah halkıyla hükümdar olur. Hükümdar ağaca, halk köke benzer, ağaçlara kökünden kuvvet gelir.” (4)

Dr. Nurullah GÜNGÖR

nurullah@nurullahgungor.com.tr

KAYNAKÇA

1- “Hak”, TDV, İslâm Ansiklopedisi,   https://islamansiklopedisi.org.tr/hak

2- Kadir GÜRTEN, Roma Hukuku’nda Hakkaniyet (Aequitas) Adalet Yayınevi, Ankara, 2008 s. 33.

3- GÜRTEN, a.g.e. s. 33.

4- Sadi, Bostan, çev. A. Azmi Bilgin, Kapı Yayınları, II. Basım, İstanbu, 2018, s. 25.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir