Koşulların Eşitliği

İslâm Hukukunda Toplumsal Sözleşme Anlayışı

İnsan tabiatının gereği sosyal ve beşeri bir varlıktır. Bu sosyallik ise, bir takım ilişkiler ağının kişiler arasında düzenli ve düzensiz biçimde etkileşimli olarak yayılmasına imkân tanımaktadır. Düzenli ve düzensiz ilişkiler ağının vücut bulması neticesinde ortaya çıkan “toplumsal sözleşme” kavramının yönetim bakımından İslâm Hukuku içerisindeki rolü, konumu, önemi ve yönetim anlayışına yansımaları ise ehemmiyet arz eden.

Medine Vesikası Temelinde Vatandaşlık Anlayışı

İlk toplumsal sözleşme örneği olarak kabul ettiğimiz Medine Vesikası vatandaşlık haklarına ilişkin günümüz modern hukukun kabul ettiği ve hedeflediği düzenlemeleri 622 yılında yürürlüğe koymuştur. Malumunuz olduğu üzere bu düzenleme Medine-i Münevvere’de kurulan devletin kurucu sözleşmesidir. Herhangi bir din, mezhep, ırk ayrımı gözetmeden vatandaşları tek devlet çatısı altında toplamıştır. Mısır’da bir dönem Cumhurbaşkanlığına da aday olan.

İslâm Toplumsal Sözleşmesi Nasıl Olmalıdır?

Toplumsal sözleşmenin oluşum sürecine ilişkin yazılarımızı daha önceki makalelerimizde yayımlamıştık. Bu yazımızda da İslâm toplumsal sözleşmesinin nasıl olması gerekliliği konusunu ele alacağız. Malumlarınız olduğu üzere İslâm lafzının anlamı barış demektir. Müslüman da barışı tesis eden kişidir. Dolayısıyla İslâm dini barışın hüküm sürdüğü bir anlayış ile varlığını etkin bir şekilde devam ettirebilir. Bu konuda Hz. Peygamber.

İslâm Bir Devlet Modeli Öngörmekte Midir?

İslâm hukukçuları tarafından zaman zaman tartışılan konuların başında da İslâm’ın bir devlet modeli öngörüp görmediği hususudur. Konuya ilişkin öne sürülen argüman Kur’ân-ı Kerim’de bir devlet fikrinden bahsedilmediği dolayısıyla İslâmın böyle bir hedefinin olmadığı yönündedir. Karşı argüman ise, her topluluğun varlığını idame ettirmek, düşün dünyasını gelecek nesillere aktarmak ve buna mukabil değişim ve dönüşümünü tamamlamak üzere.

Toplumsal Sözleşme Nedir?

Batılı anlayışa göre; Rousseau, Hobbes ve Locke gibi düşünürlerin fikirleri ışığında gelişen antlaşma  türüne toplumsal sözleşme denmektedir. Bu ifade aslında bir teoridir. Özü itibarıyla geniş halk kitlelerinin ortak bir amaçta buluşması üzerine kuruludur. Söz konusu teoride bireyler birbirlerinin hak ve özgürlüklerine gereken saygı ve özeni göstermekle yükümlüdür.  Ancak bu yükümlülük hiçbir zaman zorunluluk olmamıştır. Kişiler.

Toplumsal Sözleşme Teorisinde Adalet

İnsanlığın sosyal ve beşeri bir varlık olarak yaşadığı geçmişten günümüze adalet kavramı çeşitli şekillerde kendisini göstermiş, tartışmalara konu olmuştur. Kimi zaman mutlak bir adalet anlayışının ne olacağı, hangi durumlarda ne şekilde zuhur edeceği gibi hipotezler ortaya atılsa da otoritenin sağladığı adaletin toplumda bulacağı karşılık her daim gündemdeki yerini korumuştur. Aristotalestes’ten İbn Haldun’a birçok düşün adamı.

Business concept

Toplumsal Sözleşme Teorisinde Ahlak

Ahlak kavramı hem bireysel hem de toplumsal bir anlam içermektedir. Bireyin ahlakı toplumun özgürlük alanını işgal etmediği müddetçe kendisi ile sınırlıdır. Ancak toplumsal ahlak bireyin ahlaki düşüncesini doğrudan etkileyebilmektedir. Bu durum ahlakın kaynağına ilişkin analizi zorunlu kılmaktadır. Bu konuda öne sürülen argüman “evrensel ahlak” algısıdır. Küreselleşmenin de etkisiyle egemen medeniyetin kendi kültür, gelenek ve göreneklerinin.

Toplumsal Sözleşme Teorisinde Mülkiyet

Mülkiyet kavramı, insanın varlığını sürdürdüğü neredeyse tüm yaşam alanlarında geçerli bir akçe olarak karşımıza çıkmaktadır. Birey kendisine ait bir alan yaratma hissiyatı ile bu kavrama sıkı sıkıya bağlı olup otorite tarafından da desteklenen önemli bir konudur. Mülki hakların korunmasına ilişkin ilkel toplumdan günümüze kadar hemen hemen tüm coğrafyalarda bir çok düzenleme yapılmış günümüzde de temel.