Batılı anlayışa göre; Rousseau, Hobbes ve Locke gibi düşünürlerin fikirleri ışığında gelişen antlaşma türüne toplumsal sözleşme denmektedir. Bu ifade aslında bir teoridir. Özü itibarıyla geniş halk kitlelerinin ortak bir amaçta buluşması üzerine kuruludur. Söz konusu teoride bireyler birbirlerinin hak ve özgürlüklerine gereken saygı ve özeni göstermekle yükümlüdür. Ancak bu yükümlülük hiçbir zaman zorunluluk olmamıştır. Kişiler kendi hür iradeleri ile toplumsal düzenin ve refahın sağlanması noktasında özveride bulunurlar. Kimi zaman bu bir devlet çatısı altında gerçekleşirken kimi zamansa kendi içlerinde oluşturdukları otorite ile de gerçekleşebilir. Dolayısıyla, bir devlet çatısı altında birleşen toplum, kendisinin hak ve güvenliğini teminat altında alan muktedire karşı özgürlüğünün bir kısmını devreder.
Toplumsal Sözleşme Örneği Var Mı?
Bu konuda ne yazık ki çok fazla yapılan bir çalışma yok, ancak eğer konuya ilişkin bir araştırmanız söz konusu ise; ki bu konuyu okuduğunuza göre böyle bir niyetiniz var, o zaman “İslâm Hukuku Bağlamında Yönetim ve Toplumsal Sözleşme Teorisi” adlı doktora tezimi okuyabilirsiniz. Bu tezde Rousseau, Lock, Hobbes, Gannuşi, Muhammed Selim Avva, Mâverdi ve Mevdudi gibi düşünürlerin görüşlerine yer verilmiş ve İlk İslâm toplumsal sözleşme örneği kabul ettiğimiz Medine Vesikası incelenmiştir. Sonuç itibarıyla yaşadığımız coğrafyaya ilişkin “nasıl bir toplumsal sözleşme oluşturulmalı?” sorusunun yanıtı aranmıştır.
Medine Vesikası Toplumsal Sözleşme Örneği Midir?
Hz. Peygamber (SAV) Mekke’den Medine’ye göç ettiğinde o bölgede Yahudiler, Müslümanlar ve Müşrik Araplar yaşamaktaydılar. Hicret ile beraber bir düzen oluşturma ihtiyacı hasıl olmuştu. Hz. Peygamber emin kişi olarak bu düzenin sağlayıcısı konumuna geçti ve O’nun önderliğinde Medine Vesikası 622 yılında 47 madde olarak imzalandı. Dünya tarihindeki ilk toplumsal sözleşme örneği olan Medine Vesikası yürürlüğe girdi.
Toplumsal Sözleşmeler Bağlayıcı Mıdır?
Toplumsal sözleşmeler re’sen ortaya çıkan antlaşma türleridir. Tamamıyla ihtiyaç odaklıdır. Toplumda kaos durumu hasıl olduğu zamanlarda bu durumu dinginleştirecek ve tüm taraflar için sulh getirecek barışçıl bir metindir. Metnin varlığını devam ettirebilmesi için tarafların sözleşme hükümlerine uymaları büyük önem arz etmektedir. Nitekim Medine Vesikası: imzalanmasından yaklaşık 2 sene sonra Benî Kaynukā‘ kabilesinin karıştığı (624 yılında) ölümlü bir olaydan sonra tek taraflı olarak ihlal edilmiştir.
Anayasa ve Toplumsal Sözleşme Arasındaki Fark Nedir?
Anayasalar döneme ve koşula göre değişiklik gösterebilirken, toplumsal sözleşmeler toplumun salt isteklerini yansıtmak üzerine kurulmuştur. Anayasalar, yasa koyucu tarafından gerekli şartları taşıdığında değişikliğe uğratılabilir. Değişiklik için toplumu ikna etmek toplumsal sözleşmeye göre daha kolaydır. Nitekim bu durumu şöyle açıklayabiliriz. Toplumsal sözleşmelerin oluşum süresi uzun ve meşakkatlidir, ancak bütüncül yapısının değiştirilmesi bir o kadar zordur. Anayasalar ise şartlar oluşturulduğu takdirde döneme ve koşula göre değiştirilebilir.
Dr. Nurullah GÜNGÖR
nurullah@nurullahgungor.com.tr
İLERİ OKUMA
Nurullah Güngör, “İslâm Hukuku Bağlamında Yönetim ve Toplumsal Sözleşme Teorisi” ESOGÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, Temel İslam Bilimleri-2019.
Thomas Hobbes, Leviathan, trc. Semih Lim, 13. Baskı, İstanbul: YKY Yayınları, Ocak 2014.
John Locke, Yönetim Üzerine İkinci İnceleme, trc. Fahri Bakırcı, 3. Baskı, Ankara, Eksi Kitaplar, 2016.
J.J., Rousseau, Toplum Sözleşmesi ya da Siyaset Hukuku İlkeleri, trc. İsmail Yerguz, İst., Say Yay.,2012.
Raşid Gannuşî, Laiklik ve Sivil Toplum, trc. Gülşen Topçu, 2. Baskı, İstanbul, Mana Yay., 2015.
Ahmet Katip, Anayasal Meşruiyet,. trc. Sümeyra Özkan. İstanbul: Mana Yay., 2013.
Niyazi Kahveci, İslâm Siyaset Düşüncesi, 1. Baskı, Ankara, Sinemis Yayınları, Temmuz 2012.
Nurullah hocam merhaba, toplumsal sözleşme oluşması için mutlaka bir devletin olması gerekli midir?
İyi günler.
Sözleşmeler doğası gereği iki taraflı bir yapı üzerine inşa edilirler. Burada taraflardan birisi toplum diğeri devlet kudretidir. Dolayısıyla birey özgürlüğünden bir parçasını devlet kudretine teslim ederek, kendi yaşam koşullarının garanti altına alınması talebinde bulunur. Çalışmalarınızda başarılar dilerim.